İslam Kalkınma Bankası Grubu Başkanı: Covid-19, Mikro, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler ve Küresel Ekonomiyi Pandemiden Korumak

Şuana kadar görüldüğü kadarıyla COVID-19 salgını; genel, kapsamlı, kıtalararası ve sektörler arası bir salgın olup; ülkeler veya sektörler arasında ayrım yapmaksızın, ciddi kayıplara neden olmaktadır. İslam Kalkınma Bankası Grubu Başkanı Dr. Bandar Hajjar, Banka'nın KOBİ'ler de dahil olmak üzere en önemli ekonomik sektörlere destek sağlayarak krize karşı nasıl tepki verdiğini detaylı bir şekilde açıklamaktadır.

31 Mart 2020 - İlk COVID-19 vakasının tespiti ve ilanından yaklaşık dört ay sonra bugün, koronavirüs pandemisi modern çağın en kötü küresel krizlerinden biri olarak değerlendiriliyor. 20. yüzyılın başından beri yaşanan en şiddetli ekonomik darbelere yol açan birçok olayın üzerine şimdi de bu salgın eklendi. Esasen, bu pandeminin ekonomik etkisi, Büyük Buhran, İkinci Dünya Savaşı ve on yılı aşkın bir süre önce yaşanan küresel finansal kriz gibi, beşeri tarihin seyrinde dönüm noktası olarak kabul edilen diğer olayları gölgede bırakıyor. COVID-19 pandemisinin birkaç haftada yol açtığı ekonomik zarar, 2008 yılında meydana gelen ve üç yıl süren küresel finansal krizin neden olduğu zarardan daha fazla. Bu durum, yaşanan etkilerin uzun süreli olacağına ve pandemi sona erdikten sonra bile devam etmesinin muhtemel olduğuna işaret ediyor. Dünyanın toparlanması için yıllar gerekecek.

COVID-19 pandemisi şimdiye kadar genel, kapsamlı, kıtalararası ve sektörler arası bir seyir gösterdi. Ne ülke ne de sektör ayrımı yaptı ve muazzam kayıplara neden oldu. Bu fırtınanın tam ortasında ise en ağır kaybı yaşayacak olan mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (MKOBİ’ler) sektörü yer alıyor.

MKOBİ işletmelerin ekonomiler açısından taşıdığı stratejik önem herkesçe bilinmektedir. Bunlar dünya genelindeki ekonomik faaliyetlerin %90’ından fazlasını, istihdamın ise %50’den fazlasını oluşturur ve gelişmekte olan ülkelerde GSYİH’ye %40’ın üzerinde katkısı vardır. Kayıtdışı sektör de eklenirse bu rakamlar önemli ölçüde artabilir. Müslüman ülkelerde MKOBİ’lerin önemi daha da büyük olup 1000 kişilik nüfus başına 53,2 işletme düşer. Bu oran, 1000 kişilik nüfus başına 25,2 işletmenin düştüğü dünya ortalamasının iki katından fazladır.

 

MKOBİ sektörü krizin göbeğinde yer alıyor

MKOBİ’lerin maruz kaldığı zarar esas itibariyle, büyük ekonomik küçülme, seyahat ve hareket kısıtlamaları nedeniyle küresel ve yerel talepteki düşüş ile pek çok ülkede kanun zoruyla uygulanan geniş ölçekli sınırlamalardan kaynaklanıyor. Bu durum, birçok MKOBİ’nin faaliyetlerinin tamamen veya kısmen durmasına yola açtı ve üretim, imalat ve dönüşüm süreçleri için vazgeçilmez olan küresel tedarik zincirlerini vuran şiddetli darbelerle de şiddetlendi. Dolayısıyla MKOBİ’ler hayatta kalma savaşı veriyor. Ekonomik faaliyetlerdeki daralmaya rağmen, maaş, kira ve diğer giderler gibi sabit ve değişen işletme masraflarını karşılayacak kaynakları bulmaları gerekiyor. Ödemek zorunda oldukları vergiler bir yana, finansal borç kuruluşlarına karşı yükümlülüklerini yerine getirmekle mükellefler. Dolayısıyla, pek çok işletme açısından en iyi çözüm, çalışanları işten çıkarmak suretiyle masrafları kısmak olacaktır. Bu ise ekonomik krizin şiddetli bir toplumsal krize dönüşmesine neden olabilir. Ekonomistler, dünya genelinde 25 milyon iş kaybı yaşanabileceği yönünde uyarılarda bulunuyor ve bu rakam, pandemi uzun sürerse daha da yükselebilir.

Çin’in prestij sahibi Tsinghua Üniversitesi’nden bir grup araştırma görevlisinin pandeminin pik noktası sırasında çeşitli MKOBİ’lerle yürüttüğü bir anket çalışması, çalışmaya katılanların üçte birinin ekonomik faaliyetlerdeki daralmayla birlikte bir aydan fazla dayanamayacaklarını, üçte birinin de iki aydan fazla devam edemeyeceklerini ifade ettiğini ortaya koyuyor. Bu anket çalışmasına göre, çalışmaya katılanların sadece %10’u altı ay veya daha uzun süre dayanabilecek. Bu bulgular ışığında, Çin ekonomisine kıyasla kaynakların sınırlı, ekonomik faaliyetlerin ise zayıf olduğu gelişmekte olan ülkelerde bu durumun felaket kabilinden sonuçlarını ve böyle bir durumdan doğacak sosyoekonomik baskıyı tahmin edebiliriz. Ayrıca, kaynakları kıt ve seçenekleri sınırlı hükümetlerin bu durumla nasıl başa çıkacakları da merak konusu.

 

MKOBİ’lerin desteklenmesinin önemi hakkında küresel farkındalık

Dünya genelinde çoğu hükümetin MKOBİ sektörüne yönelik tehdidi kabul ederek ekonomik hızlandırma programlarını uygulamaya koyması çok sürmedi. Bu programlar, sektörü korumaya, sürdürmeye ve iktisadi döngüyü güçlendirip canlandırma noktasında her zamanki rolünü oynamasını sağlamaya yönelik çeşitli gelir teşvik paketleri ve mali yardım paketleriyle pekiştirildi. Bu yapılmadığı takdirde, geniş ölçekli iflasların ve işsizliğin gelecekteki etkilerinin üstesinden gelebilmek için yürütülecek yeniden yapılandırma çalışmaları uzun ve zahmetli olabilir.

Uygulamaya konan başlıca tedbirler arasında vergi ve borç muafiyeti ve ertelemeleri, yenilemeye tabi üç ila altı ay süreyle finans sektörüne olan borçları erteleme programları, ticaretin devamlılığını ve istihdamın sürdürülebilirliğini sağlamak için imtiyazlı borç finansman programları ve finans sektörünü kriz süresince finansman sağlamaya teşvik etmeye yönelik finansman güvence programları yer alıyor.

Bu sektörün stratejik önemini ve COVID-19 pandemisinin sosyoekonomik etkilerine karşı küresel mücadelenin merkezinde konumlandığını ortaya koyan en açık kanıt, G20 Liderlerinin olağanüstü sanal zirvesinde sektörün tartışmaya açılması olmuştur. Toplantıda açıkça, acil ve güçlü tedbirlerden oluşan bir paket kapsamında MKOBİ sektörünü korumanın öneminden ve bu tedbirlerin küresel ekonomiye destek olacak 5 trilyon $’lık çarpıcı ve güçlü bir mali destek paketiyle de desteklenmesinden bahsedilmiştir.

 

İslam Kalkınma Bankası’nın MKOBİ’leri desteklemeye yönelik uluslararası çalışmalardaki rolü

İKB Grubu, COVID-19 pandemisinin yarattığı etkilere hızla karşılık vermiş ve 2 milyar $’lık kapsamlı bir paket hazırlamaya başlamıştır. Bu paketin önemli bir kısmı, üye ülkelerdeki MKOBİ sektörünü desteklemek ve güçlendirmek için ayrılmıştır.

 

İKB Grubu’nun hazırlamış olduğu programın amacı, finans sektörleri aracılığıyla üye ülkeler için tercih edilen yollarla gerekli likiditenin bir kısmını sağlamaktır. Söz konusu işletmelere yönelik destek programları ve teşvik paketlerinin hazırlanmasında üye ülkelere yönelik bir borç teminat programı ve kapasite geliştirme hibeleri ile de destek olunması beklenmektedir. Bu paket, direkt ve endirekt işçiliği korumak, ekonomik faaliyeti canlandırmak ve mevcut krizin ve gelecekteki olası etkilerinin üstesinden gelebilmek için büyüme hızının geri kazanılmasına yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır.

 

500 milyon $ değerindeki bu programı, hedeflenen etkiyi maksimize etmek için, üye ülkelerdeki yerel ortaklara ek olarak, ortak kalkınma kurumlarından temin edilen bir kaynak seferberliği aracı haline getirmeye çalışacağız. Programın endirekt istihdamın yanı sıra, 200.000’den fazla direkt işin kurtarılmasına katkıda bulunması beklenmektedir. Bankamız böylece, dünya genelinde risk altında olan istihdamın yaklaşık %5’ini, İslam dünyasında ise daha yüksek bir yüzdelik oranın kurtarılmasına katkıda bulunmuş olacaktır.

Top